Baca Surah Muminundengan terjemahan
إِنْ هِىَ إِلَّا حَيَاتُنَا ٱلدُّنْيَا نَمُوتُ وَنَحْيَا وَمَا نَحْنُ بِمَبْعُوثِينَ
In hiya illa hayatuna alddunya namootu wanahya wama nahnu bimabAAootheena
Yaşayış, ancak şu dünyadaki yaşayışımızdan ibaret; ölürüz, yaşarız ve tekrar dirilmeyiz biz.
إِنْ هُوَ إِلَّا رَجُلٌ ٱفْتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبًا وَمَا نَحْنُ لَهُۥ بِمُؤْمِنِينَ
In huwa illa rajulun iftara AAala Allahi kathiban wama nahnu lahu bimumineena
Bu, ancak yalan yere Allah'a iftira eden bir adam ve biz, ona inanmayız.
قَالَ رَبِّ ٱنصُرْنِى بِمَا كَذَّبُونِ
Qala rabbi onsurnee bima kaththabooni
Rabbim dedi, beni yalanlamalarına karşı sen yardım et bana.
قَالَ عَمَّا قَلِيلٍ لَّيُصْبِحُنَّ نَٰدِمِينَ
Qala AAamma qaleelin layusbihunna nadimeena
Tanrı, az bir zamanda dedi, herhalde nadim olacaklar.
فَأَخَذَتْهُمُ ٱلصَّيْحَةُ بِٱلْحَقِّ فَجَعَلْنَٰهُمْ غُثَآءً فَبُعْدًا لِّلْقَوْمِ ٱلظَّٰلِمِينَ
Faakhathathumu alssayhatu bialhaqqi fajaAAalnahum ghuthaan fabuAAdan lilqawmi alththalimeena
Gerçek ve yerinde gelen bir bağırışla onları helak ediverdik de selle sürüklenip gelen çerçöpe döndürdük; artık uzaklık, zulmeden topluluğa.
ثُمَّ أَنشَأْنَا مِنۢ بَعْدِهِمْ قُرُونًا ءَاخَرِينَ
Thumma anshana min baAAdihim quroonan akhareena
Sonra onların ardından, başka bir nesil meydana getirdik.
مَا تَسْبِقُ مِنْ أُمَّةٍ أَجَلَهَا وَمَا يَسْتَـْٔخِرُونَ
Ma tasbiqu min ommatin ajalaha wama yastakhiroona
Hiçbir ümmet, helak edilmesi mukadder olan zamanı ileriye alamayacağı gibi geriye de atamaz.
ثُمَّ أَرْسَلْنَا رُسُلَنَا تَتْرَا كُلَّ مَا جَآءَ أُمَّةً رَّسُولُهَا كَذَّبُوهُ فَأَتْبَعْنَا بَعْضَهُم بَعْضًا وَجَعَلْنَٰهُمْ أَحَادِيثَ فَبُعْدًا لِّقَوْمٍ لَّا يُؤْمِنُونَ
Thumma arsalna rusulana tatra kulla ma jaa ommatan rasooluha kaththaboohu faatbaAAna baAAdahum baAAdan wajaAAalnahum ahadeetha fabuAAdan liqawmin la yuminoona
Sonra birbiri ardınca peygamberlerimizi gönderdik. Bir ümmete peygamber geldi mi yalanladılar onu, biz de bir kısmını, bir kısmının peşine takıp birbiri ardınca helak ettik onları ve adları, sözleri kaldı ancak; artık uzaklık inanmayan topluluğa.
ثُمَّ أَرْسَلْنَا مُوسَىٰ وَأَخَاهُ هَٰرُونَ بِـَٔايَٰتِنَا وَسُلْطَٰنٍ مُّبِينٍ
Thumma arsalna moosa waakhahu haroona biayatina wasultanin mubeenin
Sonra Musa'yı ve kardeşi Harun'u, delillerimizle ve apaçık bir burhanla gönderdik.
إِلَىٰ فِرْعَوْنَ وَمَلَإِي۟هِۦ فَٱسْتَكْبَرُوا۟ وَكَانُوا۟ قَوْمًا عَالِينَ
Ila firAAawna wamalaihi faistakbaroo wakanoo qawman AAaleena
Firavun'a ve kavminin ileri gelenlerine, ululanmak istediler ve kibirli bir topluluktu onlar.
Contact Us

Thanks for reaching out.
We'll get back to you soon.